top of page

DasDas Box: Herkese açık!

Writer: editoreditor

İstanbul’da doğan ve birbirinden etkileyici oyun ve konserlere ev sahipliği yapan DasDas, DasDas Box adıyla Londra’da kapılarını açtı. Mekan, DasDas etkinliklerini Londra’ya taşımanın yanı sıra çeşitli festivallere ev sahipliği yapmayı hedefliyor.


Göç ederken kendimizi, bazen evimizi ve ailemizi de beraberimizde taşıyoruz ve taşındığımız ülkeleri ‘evimiz’ yapmak için hatırı sayılır bir çaba sarf ediyoruz. Adaptasyonun en önemli detaylarından biri tanıdıklık hissi. Her ne kadar bundan kaçtığımızı düşünsek de aidiyet hissimizi en çok besleyen şeylerden biri tanıdık seslerin, yüzlerin ve imgelerin etrafında olmak. Adaptasyon ise tanıdık her şeyi olduğu gibi taşımak yerine bilinmedik olanlarla bunları doğru şekilde bir araya getirebilmek.

Son yıllarda tüm ülkeler arasında artan göç trafiği ile dünya küçülür, Marshall McLuhan’ın dediği gibi dünya, global bir köye dönüşürken sadece insanlar ve diller arası bir değişim yaşanmıyor. Kültürel anlamda da oldukça güçlü karşılaşma ve etkileşim alanları doğuyor. Bunun en güzel örneğini, kültür kurumlarının da doğdukları ülkelerden çıkıp farklı coğrafyalara yelken açmasıyla görüyoruz. Bir zamanlar yaşadığımız şehirlerde oyunlarla, konserlerle ruhumuzu beslediğimiz sahnelerin bugün dünyanın öbür ucunda kendimize ‘ev’ yapmaya çalıştığımız şehirlerde de kendine alan yaratması büyük şans!


İstanbul’da doğan ve birbirinden etkileyici oyunlara ve konserlere ev sahipliği yapan DasDas, DasDas Box adıyla Londra’da kapılarını açtı. DasDas Box, DasDas sahnesinde izlediğimiz oyunları ve konserleri Londra sınırlarına taşımanın yanı sıra Birleşik Krallık sınırları içinde çeşitli festivallere ev sahipliği yapmayı hedefliyor. Ancak her şeyden önemlisi, kurucuları DasDas Box’u bir ‘community hub’ olarak tanımlıyor ve mekanın kapılarını herkesin üretimi için sonuna dek açıyor.


DasDas Box’un kurucularından Ümit Baysal, DasDas Box fikrinin nasıl ortaya çıktığını, nasıl bir yol izlemeyi planladıklarını ve DasDas Box’ta bizi nelerin beklediğini anlatıyor.


DasDas Box’un ortaklarından biri olarak biraz sizi tanımak isteriz. DasDas Box fikri nasıl doğdu, nasıl gerçekleşti?

20 yıldır İngiltere'de yaşıyorum. Yaklaşık 12 yıldır farklı bölümlerde film ve reklam casting direktörlüğü yapıyorum. Ekim 2024 itibariyle DasDas Box’u kurduk. Burası aslında 4 ortaklı bir yapı: İki ortağımız Türkiye'den. Mert Fırat ve Ali Ercan. Benim haricimde Taz isminde, başka bir girişimci ortağımız var. Taz aynı zamanda London Community Kitchen’ın direktörü. DasDas Box’u kurma fikri de sürdürülebilirlik ve kültür başlıklarından yola çıkarak, ülkede komüniteyi nasıl bir çatı altında toplarız diye konuşurken ortaya çıktı. Herkese nasıl faydamız olabilir, herkesin gelip yararlanabileceği bir mekan yaratabilir miyiz, gibi sorularla yola çıkarak kurduk burayı ve böyle ilerliyoruz. 




Ümit Baysal
Ümit Baysal

DasDas Box’ta bizi neler bekliyor? Biz bu mekandan neler beklemeliyiz? Neler izleyip dinleyeceğiz, neler üreteceğiz? 

DasDas Box herkese açık bir mekân. Bir community hub. Çocukların, gençlerin, bakımevlerindeki yaşlıların dahi gelip faydalanabileceği bir yer. Herkesin kendini geliştirebileceği bir platform sunuyoruz. Burada, Jazz Night ve Comedy Club gibi haftalık programlarımız olacak. Ayrıca BBC Academy ile ortak bir projemiz var. BBC Academy’nin gelip burada yayın yapacağı etkinlikler ya da showcase’ler olacak. Onun haricinde Fleet Street Quarter’ın, Londra'nın önde gelen yardım kuruluşlarından biri olarak yapacakları marketing suite etkinlikleri olacak. King Foundation’ın desteklediği Urban Farm Project ile sürdürülebilir yemekler üzerine etkinliklerimiz olacak. İnsanlara, özellikle çocuklara yiyeceklerin nasıl sürdürülebilir şekilde üretilebileceğini anlatan etkinliklerimiz olacak. Thomas Franks adında çok başarılı bir şef var. Mekan içinde onun bir mutfağı var ve onunla beraber aşçılık atölyeleri yapacağız. Tabii bunların hepsi DasDas’ın üzerinden gitmeyecek ama aynı çatı altındaki ekipler olarak projeleri beraber geliştiriyoruz. 


Bir yandan Türkiye’de DasDas çatısı altında izlediğimiz çok güzel oyunlar var. DasDas Box bu oyunları Londra’da izleyebilmemiz için de bir köprü görevi görecek mi? 

Tabii ki! Ortaklarımız zaten oyuncu oldukları için, onlar oyunları bizim platformumuza uygun şekilde çevirip burada sergileyecekler. Biz salonumuzda oturur planda 64 kişi, ayakta ise 110 kişi ağırlayabiliyoruz. Bu yüzden getirdiğimiz oyunlar limitli olacak ama tabii ki de Türkiye'den etkinliklerimiz gelecek. Aralık’ta Didem Balçın ve Mert Fırat ile bir quiz night yapacağız, örneğin. Bunun dışında, önümüzdeki yıllarda bir ayağı Türkiye’de olan, sürdürülebilir bir film festivali yapmak istiyoruz. İngiltere’de devam eden, benim düzenlediğim bir tiyatro festivali var. Onu biraz daha geliştirmek ve uluslararası bir tiyatro festivaline dönüştürmek istiyoruz.


Tüm kültürlere açık bir platform


Siz bu mekanı bir ‘community hub’ olarak tarif ediyorsunuz. Aslında Londra şu an yurt dışında yaşayan Türkçe konuşan toplulukların en yoğun olduğu kentlerden birisi. Böyle bir community hub yaratma ihtiyacı biraz da aslında göçmen ailelerin burada yetiştirdiği ikinci nesillerin yaşayabileceği belki kültürü karmaşası, belki bir tür kültür boşluğu ve kimlik arayışına destek olmak gibi bir niyetten mi doğdu? 

Siz de biliyorsunuz, Londra’da her hafta neredeyse iki- üç tane Türkiye’den gelen oyun ya da konser oluyor. Biz de dediğiniz gibi Türkçe konuşan topluluklara destek olmak, ülkelerinden uzak hissetmemelerini sağlamak açısından bir şeyler yapmak istiyoruz. Onun haricinde diğer ülke topluluklarına da yönelmek, tüm kültürlere açık bir platforma dönüşmek istiyoruz. Bu yönde de projelerimiz var bu şekilde ilerliyoruz. Göçmen toplulukların neredeyse hepsi için benzer bir boşluk olduğu hissine kapılıyoruz. Örneğin bir İspanyol gelip burada hem kendine ait bir müzik dinleyebilir hem de kendi kültürüne özgü yemeklerini yemek yiyebilir. Londra’da geleneksel yemekler yiyebileceği birçok yer var gerçi ama bu ikisini kültürel olarak bir araya getirmenin güzelliğine inanıyoruz. O yüzden de sadece Türk toplumunu değil ama tüm dünya toplumlarını hedefleyerek bu platformu kurmak istiyoruz. Bu yüzden de DasDas Box herkese açık. 


Herkesin aidiyet duygusunu geliştirecek bir mekan tasarlamaya çalışıyorsunuz o zaman, şahane! Peki ilerleyen tarihlerde Avrupa'nın diğer kentlerinde de benzer girişimler olacak mı? DasDas Box’un uzantısı olabilecek mekanlar görebilecek miyiz? 

Şu an için hiç odaklanmadık ama belki ilerleyen zamanlarda Paris’te bir şeyler yapabiliriz. Londra’daki mekanımızı henüz açtığımız için, öncelikli hedefimiz burayı biraz daha geliştirmek. Belki önümüzdeki yıl İskoçya’ya uzanma şansımız olabilir. Ama öncelikle her yere dağılmaktan ziyade burayı oturtmak istiyoruz. Sonrasında farklı noktalara doğru genişlemek istiyoruz. 


Bir de düzenlemeyi planladığınız festivallerden söz ettiniz. DasDas Box bir yandan bu festivaller ve turneler için bir merkez görevi de görecek mi? DasDas Box’ta yer alan işler örneğin Birleşik Krallık’ta dolaşacak mı? 

Evet, sadece Türk toplumuna yönelik değil, dünya geneline sunabileceğimiz festivallere ev sahipliği yapmak istiyoruz. Bu festivallere de önümüzdeki seneden itibaren başlıyoruz.

bottom of page